Kişisel Tanıtım



Kendimi kısaca tanıtacak olursam:
Hayatın içinde etrafınıza baktığınızda görünüş ve davranış bakımından sizlerden hiçbir farkı olmayan, idealist, realist, farklı bakış açılarından bakabilen, empati yapabilen, açık sözlü, korkusuz ancak aynı zamanda mantıklı, zayıf insanların tahammül edemeyeceği ve elbette herkes gibi kusurları ve hataları olan sürekli gelişen ve yenilgiyi kabul eden ancak yenilgiden nefret eden, hırslı ve kendisini kontrol edebilen, Atatürk'ün Ülkesini emanet ettiği gençlerden bir tanesi diyebilirim. 

Blog açma sebebim ise, kafamda ki düşünceleri dışa aktarmak, doğru ya da yanlış yeni bir bakış açısı kazandırmak, farklı konulara değinerek bilgi vermeye çalışmak ve tüm bunları yaparken elbette hata yaparak sürekli gelişmeye çabalamaktır.

Çoğu zaman duymak istemediğiniz ya da kabullenemediğiniz gerçekleri duymanıza sebep olacağım, bu gerçekler belki bildiğiniz belki bilmediğiniz şeyler olacak. En önemlisi bu blog yazılırken 'nefret' dili kullanılmamaya özen gösterilecek ancak size göre yanlış olan şeyleri nefret olarak algılamamanız tek isteğimdir.

Bir gün okuduğum bir kitabın herhangi sayfasındaki bir cümle üzerine, yaşadığım bir olayın bana bıraktığı etkiye, gezdiğim yerlerin güzelliklerine genel olarak hayata dair her şeyi gerçeklik çerçevesi altında toparlayıp size sunacağım. Gerçekliğe özellikle dikkat çekmemin sebebi, hayat ciddiye alınması gerekecek kadar kısa. Bu demek değildir hayatı sürekli ciddiye alalım, belli bir düzene göre yaşayıp sorumluluklar ile kendimizi boğalım. Burada  bahsettiğim şey: Her zaman bir planı olmalı insanın, bu planlar günlük, aylık, senelik olabilir. O, sürece, kişiye ve duruma göre değişiklik gösterir. Hayatınızı tamamen etkileyecek her şey mantıklı olmak zorundadır, bunun dışında hayatınızı kısmen ya da az etkileyecek şeyler mantıksız olsa da olur. Mantıklı olan şeyler ciddiyet, plan ve düzen ister. Hepsinin temeli de gerçekçi olmaktır.

Bana göre kendinizi kandırmayı bıraktığınız an aynı zamanda kendinizi keşfettiğiniz andır. Kendinizi keşfettiğiniz de ise artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak çünkü artık kendinize karşı dürüst olmayı tecrübe edinmişsinizdir. Bu sayede her yalan söylediğinizde eskisi gibi umursamaz davranamayacak, her yalan kendinize karşı nefrete dönüşecektir. Bu da uzun vadede dürüstlüğe alışmanıza sebep olacak.

Okumadığınız bir kitabı okudum yalanıyla kendinizi ispatlamaya kalkmayacak, anlamadığınız siyaset hakkında konuşmaya tenezzül etmeyecek, zerre fikriniz olmadığı şeyler hakkında kendinizi bilgili gösterme zahmetinde bulunmayacaksınız. Bilmediğinizi kabul edip hem kendinizi huzurlu hissedeceksiniz hem çevrenizin huzurlu olmasına vesile olacaksınız. Bundan daha önemlisi  hiç keşfetmediğiniz 'samimiyet' kavramına erişeceksiniz.


Seyahat ya da bir konu hakkında bilgi vermenin dışındaki eleştirel yazılarım aşağı yukarı böyle olacaktır, çünkü bu yazıların bütüne yakınını kişisel görüşlerim  oluşturacak. Diğerlerinde ise daha nesnel bir anlatım kullanacağım.