Guimarães’te Erasmus: Yurt ve Yemek




İlk olarak yurtta kalıyorsanız bu yazı size biraz daha yardımcı olacak ancak ev tutan arkadaşlar da en az yurtta kalanlar kadar faydalanacaktır. Ben Minho’nun okul içindeki yurdunda kaldım . Residencias Universitarias de Azurem. 


 Minho Üniversitesi






Yurt iki kişilik odalardan oluşuyor, genelde aynı milletten insanları aynı odaya koymaya çalışıyorlar. Ben Erasmus'a gidiyorum, İngilizcemi geliştirmek istiyorum o yüzden aynı milletten insanlarla vakit geçirmek istemiyorum derseniz odanızı değiştirmeniz mümkün. Bu konu hakkında herhangi bir tavsiye vermeyi  istemiyorum o yüzden tamamen size kalmış. Benim arkadaşlarımın çoğu Türklerdi ve onlar sayesinde başkalarıyla yapamayacağımız o kadar çok şey yaptık ki , kesinlikle değdi. Bir insanın tek başına planlayamayacağı ,cesaret edemeyeceği ve hayatı boyunca yapamayacağı şeyleri grup halinde gerçekleştirdik. Muhtemelen onlar buraları okurken ne demek istediğimi anlayacaklardır. 
  
Ana binadan Minho Üniversitesi
Yurt üç bloktan oluşuyor, her blok dört kattan oluşuyor. Ana binanın iki katını kız öğrenciler diğer iki katını erkek öğrenciler oluşturuyor. Diğer bloklarda kat ayrımı yok. Yurdun ana binası (güvenlik kulübesinin karşısındaki) kantin ve ortak kullanımda mutfaklar barındırıyor. Kalan iki binanın en alt katlarında  sırasıyla çalışma odası ve çamaşır yıkama makineleri bulunuyor. Mutfaklarda maalesef ocak bulunmuyor, mikrodalga fırınlar var ancak yemek yapma konusunda yetersiz kalıyorlar.  Her odada banyo ve tuvalet ayrıca buzdolabı bulunuyor. Eğer yurdun ana binasındaysanız banyo ve tuvalet ortak kullanımda,odalarda bulunmuyor. Kış dönemi için elektrikli ısıtıcılar da mevcut.
Yemeğe gelirsek, eğer yurtta kalıyorsanız mikrodalga çeşitli yemeklerde yardımcı olur ancak yapabilecekleriniz her zaman kısıtlı. O yüzden gider gitmez elektrikli ocak alabilirsiniz, Oda arkadaşınız ile ya da bir başkasıyla ortak alırsanız fiyat düşer ancak elektrikli ocak tek başınıza alsanız bile pahalı bir şey değil. Ocak sayesinde tasarruf ettiğiniz para ocağı on kere alır diyebilirim.

Yurt okul sınırları içerisinde bulunuyor bu yüzden ulaşım sıkıntı olmuyor. Yurdun bitişiğinde okulun spor salonu , yaklaşık 300 metre ilerisinde ise Bar Academico(Okulun kendi barı, çarşamba günleri özel etkinliklere gidebilirsiniz)  bulunuyor. 


Yurttan okula geçiş bu küçük köprüyle sağlanıyor.
Karşıdaki bina ise  okulun 7/24 Açık Kütüphanesi.


Spor salonu: Erasmus'ta eğer derslere girmiyorsanız genel olarak oldukça boş zamanınız olacak. Değerlendirmek isteyenlere bu salonu kesinlikle öneririm. Yaklaşık üç ay gittiğim süreçten hiç pişman olmadım. Salon içinde ilgilenen hoca ingilizce bilmiyor ancak sizinle konuşmak için bilgisayarından translate kullanıyor. Yaşına ve tecrübesine göre hazırladığı programlar çok başarılıydı. Bu salon hakkında detaylı bilgi almak isteyenler ayrıca yazabilirler. Son olarak Erasmus öğrencileri kendi arasında salon futbolu düzenleyebilir. Bu maçlar genelde burada oynanıyor. 

Yemek yapmadığınız zaman yemek yiyebileceğiniz yerlere gelecek olursak: 

İlk olarak yurttaysanız yurdun kantininde genel olarak her şey bulunuyor ve fiyatları ortalama seviyede, ancak çorba içmek dışında hiç kullanmadım. Okulun yemekhanesinde yiyebilirsiniz, nicelik bakımından Türk üniversitelerinde sunulan ile aynı şeyler hemen hemen. Nitelikte ise çok farklılık var: Kültür başlı başına farklı, yemeklerinin temeli balığa dayanıyor ve balığı birçok yemekte kullanıyorlar. Çorbaları genelde sebze ağırlıklı. Her şeyi birbirine katıp yapıyorlar, bizim mutfağımızdaki gibi tarhanaymış mercimekmiş öyle çorbalara maalesef denk gelmedim. Eğer yemek etli ise genelde tavuk çıkıyor, inançları gereği  haliyle domuz eti de kullanıyorlar. Yemekhanede genelde bir aylık yemek listeleri oluyor internetten isimlerine bakarak gitmek istediğiniz günü ayarlayıp gidebilirsiniz, iki defa haricinde gitmedim.

Gelelim yemek yiyebileceğiniz bazı mekânlara: En çok yemek yediğim ve fiyat/performans açısından en iyisi gördüğüm yer, Cachorrão. Adresine bu isim ile ulaşabilirsiniz, Portekiz’in kendi markası ve epey yaygın. Özel menüleri var, gittiğiniz zaman bu menüleri duvarda çok rahat bulacaksınız.

Gelelim ikinci mekâna: Okuldan çıktığınız zaman , tam karşınızda  büyük binalar göreceksiniz. O binaların altlarında kafeler, kırtasiyeler ve bazı dükkânlar bulunuyor. Bunların arasında Hintli bir dönerci var, Famy Kebab. Türkiye’deki dönerlere benzemese de hem doyurucu hem de döneri çok lezzetli bir mekân. Cachorrão’dan sonra en çok gittiğimiz yer burasıydı.

Son mekanımız bir pastane: İnternetten ismini bulamadım ancak Igreja de Nossa Senhora da Olıveira isimli kilisenin tam karşısında ,köşede. Küçük bir dükkan. Tatlı fiyatları uygundu ve özellikle akşam 8 den sonra fiyatlar yarıdan fazla düşüyordu. Bunu göz önüne alarak gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Fotoğrafın çekildiği yerin hemen arkasında pastaneyi görebilirsiniz.




Igreja de Nossa Senhora da Oliveira

Portekiz veya Erasmus hakkında her türlü sorularınızı mail aracılığıyla sorabilirsiniz.


Guimarães’te Erasmus: İlk gün detayları ve telefon hattı


Giderken
Gelirken


Erasmus'u kazandınız ve kendinizi Porto Havalimanında buldunuz.
İndikten sonra Guimarães’e geçmek için iki farklı seçeneğiniz bulunuyor:Tren ya da otobüs. Ben tren hakkında bilgiyi burada vermeyeceğim çünkü ilk gün zor  olan seçenekten bahsetmek gereksiz olur. Porto Havaalanının çıkış kapısının sağ tarafında GetBus şirketinin şubesini göreceksiniz. Sizi doğrudan havaalanından alıp Guimarães’in merkezine götürecek. (2019 yılının şubat ayında fiyatı 8 Euro'ydu.)  GetBus şubesinden öğrenmeniz gereken şey sadece hareket saati , parayı otobüs içinde temin edecekler. GetBus ile ayrıca Braga'da Erasmus yapan arkadaşlarda faydalanabilir. Saati sorarken yalnızca Braga diye belirtmeleri yeterli olacaktır.

Guimarães’te ineceğiniz yer Guimarães alışveriş merkezi.Zaten son durak olduğu için herhangi bir kafa karışıklığı yaşamanıza gerek kalmayacak. Alışveriş Merkezinde inmenin şöyle bir güzel yanı var, aklınıza gelen ilk sorulardan biri telefon hattı olacaktır ve burada hat sorununu da çözeceksiniz. Hat fiyatları tarifelerine göre aşırı uygun. Alışveriş Merkezinin en alt katında ineceksiniz, alt kat bir nevi otobüs terminali gibi bir şey. Alışveriş merkezi üç kattan oluşuyor: Zemin kat, birinci ve ikinci kat.İkinci katta hat almak için stantlar göreceksiniz. Alacağınız telefon hattının ismi WTF. Bu stantlar öğrenciler için kurulmuş stantlar ancak Minho üniversitesine dışarıdan çok fazla öğrenci geldiği için stantlardaki herkes İngilizce konuşabiliyor. Tarifeler W,T,F diye ayrılıyor. Aralarında ki fiyat farkı ve tarifeler hiç düşünmeden en kapsamlı  paketi almanıza neden olacaktır. W ve T almayacaksınız unutmayın. F paketi alacaksınız.(Yazıda yapmanızın mantıksız ve gereksiz olduğu yerlerde alternatifleri açıklamayı gereksiz bulduğum için açıklamıyorum.) F paketi aldığınız zaman bu tarife her ay yenilenecek ve 3 ay boyunca devam edecek. Yani şöyle açıklayayım. Bu hattı alırken ödediğiniz ücret 10 Euro’ydu. 3 ay boyunca bu tarifeden yararlanacaksınız aylık 3.33 Euro’ya tekabül ediyor. Üç ay dolunca yeni bir hat almanız daha mantıklı olacaktır çünkü bu hat üzerinden devam ederseniz fiyatlar değişecek ve pahalı bir hal alacaktır. Örneğin 6 ay Erasmus yapacaksınız, bu süreçte 2 hat almanız yeterli olacaktır. Toplam 20 Euro ile 6 ay boyunca hat ihtiyacınızı karşılayacaksınız. Unutmadan alırken erasmus öğrencisi olduğunuzu belirtirseniz size alternatif bir şeyler sunmalarını engellemiş olursunuz. Tarife detaylarına girmek istemiyorum çünkü zaten aldığınızda bilgi sahibi olacaksınız. Bu hatlar ayrıca diğer ülke gezilerinde de çok yardımcı olacaktır. 


Gitmeden önce mutlaka söylediğim yerlerin görsellerine bakın, gerekirse Guimarães'in sokaklarında gezinin, en azından bir fikriniz olsun.



Şimdi gelelim elinizdeki bavullarla en kolay yöntem ile kalacağınız yere gitmeye. Bu yöntem kesinlikle taksiler olacaktır. Taksilere Guimarães Alışveriş Merkezinin önünden bineceksiniz . Taksiciler yaşlı oldukları için İngilizce konusunda çok güvenilir olduklarını söyleyemem o yüzden kalacağınız yerin haritalarda bir ekran görüntüsünü alın . Ekran görüntüsünün sebebi ,kalacağınız yerin Portekizcesini taksiciyle anlaşamamanız halinde yanınızda bulundurmanız. Ancak daha önce de söylediğim gibi çok fazla yabancı öğrenci olduğu için taksiciler gideceğiniz yeri genelde biliyor o yüzden çok dert edilecek bir şey değil. Örneğin okulun yurdunda kalacaksınız , ihtiyaç halinde buna benzer  bir görseli taksiciye gösterebilirsiniz.


Ek olarak:
İlk gün ve sonraki gün için yanınıza sandviç tarzı bir şeyler almanızı öneriyorum. Ben ilk gün gittiğimde aşırı yorgundum ve dışarı çıkıp bir şeyler yemek için enerjim kalmamıştı. Eğer Türk Hava Yolları ile giderseniz porto uçuşları sabahın erken saatlerinde oluyor ve gece uykusuz kalmanız gerekebiliyor. Türk Hava yolları harici başka bir firma ile gidiyorsanız da büyük ihtimal aktarma ile gidiyorsunuzdur, aktarma çok daha fazla yoracaktır.

Ayrıca Türk Hava Yolları  ile gidenler uçakta verilen kahvaltıyı kaçırmasın. Uzun bir süre bu kahvaltıyı özleyeceğinizden şüpheniz olmasın.

Alışveriş ve Yurt hakkında detaylı bilgiyi bir sonraki yazıda paylaşacağım.

Ben Porto'ya gelirken de giderken de güneşli bir günde geldim. Dilerim sizler de güneşli günlerde gider, güneşli günlerde gelirsiniz.


Portekiz veya Erasmus hakkında her türlü sorularınızı mail aracılığıyla sorabilirsiniz.
                                                                                                                                 

Guimarães’te Erasmus: Guimarães'in kısa bir özeti ve Minho Üniversitesi



Bu seriyi  yazmamın temel sebebi Erasmus'a gitmeden önce gideceğim yer hakkındaki yaşadığım bilgi eksikliğidir.

Öncelikle bu serinin  içeriğinin çoğunluğu Guimarães’e Erasmus için giden insanlara hizmet edecektir.  Braga  ve  Guimarães çevresindeki şehirlere ya da Portekiz'in geneline Erasmus'a gidecek arkadaşlar içinde epey yardımcı olacağını düşünüyorum. Başlangıç olarak Guimarães hakkında aklıma gelen her şeyi seri halinde yazıp, ardından Braga-Aveiro-Porto-Lizbon gibi şehirleri ayrı ayrı ele almak olacaktır.  

Elimde bulunan şehir rehberinden size bazı bilgiler vermekle başlayacağım. Ardından yazı daha katlanabilir bir hal alacak.

Guimarães Kalesi
Açıklanan gerçekler ışığında, Guimarães’in Portekizliler tarafından ulusal kimliğin doğduğu yer olarak kabul edilmesi şaşırtıcı değildir! Eşsiz ve özel bir şehir olan Guimarães,muhteşem bir şekilde restore edilmiş mirası , kültürel dinamikleri ve insanlarına ait olma hissi ile ayrılmıştır. Bir yandan,restorasyon çalışmaları ve mirasının yenilenmesi, UNESCO’nun 2001’de ,Tarihsel Guimara Merkezi’ni Dünya Kültür Mirası olarak tanımlamasının yanı sıra, kültürün farklı bir gelişimine değer verilmesine neden olmuşsa,kültürel tesisler Guimarães’i hem ulusal hem de uluslararası alanda,sanat ve eğlence alanlarında lider bir konuma yerleştirmektedir. 2012’de Avrupa Kültür Başkenti ve 2013’te Avrupa Spor Şehri Guimarães, bugün dünyaya açık bir alan , çağdaşlığa derinlemesine bir diyalog ve kültürel uygulama geleneği olarak sunmaktadır. Meydanları geçmek ve şehrin sokaklarında dolaşmak,size gerçek bir Vimaranense (Guimarães sakinleri genellikle "Vimaranenses" olarak adlandırılır) gibi hissetme konusunda eşsiz bir deneyim sunacak.

Hoşgeldiniz! “


Guimarães, Portekiz’in kuzeyinde bulunan küçük bir şehir. Her ne kadar küçük olsa da içerik bakımından büyük şehirde olan her şeyi barındırıyor. Şehre ilk geldiğimde izlenimim yeşil ve tarihi olmasıydı. Sadece Guimarães değildi yeşil olan, havaalanından Guimarães’e giden tüm yolların çoğu  yeşildi belki bunun iklim ile bir bağlantısı olabilir çünkü hava sıcaklığı  yıl içinde en düşük 0 dereceye ulaşıyordu. Tabi yalnızca iklim deyip kurtulamayacağımız bazı kriterlerde vardır. Örneğin insanların yeşile verdiği önem ya da doğaya olan saygısı. Burada yaşayan insanların çoğu doğaya muhtaç olduklarının farkındalar. Kaldığım beş aylık süreçte sokakta çöp görmediğimi söyleyebilirim. Öte yandan tarihi yanına gelince, şehir neredeyse taştan örülmüş diyebilirim. Modern evlerde, iş yerlerinde, tüm kaldırımlarda  taş kullanılmış ,böyle olunca da her şey bir bütün gibi gözüküyor. Bütünlüğü bozan yapılar ise şehir merkezinden uzakta yer alıyor. Ayrıca şehrin merkezinde Guimarães kalesi yer alıyor. Kale Portekiz’in kurulduğu yer olarak nitelendiriliyor, çok fazla yer kaplamasa da surları şehir merkezine kadar uzanıyor ve tam olarak şehir merkezinde bulunan surlardan birisinin duvarında şu yazı yer alıyor  . Aqui Nasceu Portugal (Portekiz burada doğdu ) .Portekiz’in kurucusu Afonso Henriques(Yandaki Görselde), bu kale ile birçok zafer kazanmış ve aynı zamanda Portekiz krallığına bağımsızlığını kazandıran kişidir.





MİNHO ÜNİVERSİTESİ


Bahçenin küçük bir bölümü
Guimarães Kampüsü

1973 yılında kurulmuş henüz genç sayılabilecek bir üniversitedir. Yaşına rağmen  Portekizin en önemli Üniversitelerinden birisi haline gelmiştir. Dünya sıralamasında çoğu Türk Üniversitesinin önünde yer alıyor ve  öğrenci sayısının  %10’unu yabancı öğrenciler oluşturuyor. 

Minho üniversitesi iki kampüsten oluşmaktadır. Guimarães’e gidecekseniz mühendislik ve mimarlık bölümlerinin  yanı sıra sayısal bölümlerin bir çoğu burada yer almaktadır. Braga kampüsünde ise dil, edebiyat gibi sözel bölümler yer alırken ayrı olarak tıp fakültesi yer alır. Braga ile Guimarães birbirlerine çok yakın iki şehirdir.  Ayrıca Braga Guimarães’ten daha gelişmiş bir şehirdir. Üniversite imkanları açısından Braga kampüsünün imkanları daha fazladır ve ana kampüstür. 

Kampüsler arası ulaşım üniversitelerin içinden yapılır. Biletlerini kampüs kırtasiyelerinden temin edebilirsiniz. Tek bilet 1.40 Euro iken 5x Bilet alırsanız 5.50 Euro’dur. 

Eğer okul içinden ulaşım sağlamak istemezseniz her iki kampüsün çıkışlarından devlet otobüslerini kullanarak gidebilirsiniz. Braga'yı gezmek ya da Guimarães’i ziyaret etmek için özellikle bu otobüsleri kullanmanız çok önemlidir. Çünkü özel otobüsler ile fiyat iki katından fazlaya  çıkıyor.

Ulaşım hakkında detaylı bilgiyi serinin ulaşım yazısında bulabilirsiniz.

Üniversite hakkında detaylı tüm bilgilere ulaşmak için bu linki kullanabilirsiniz.

https://www.uminho.pt/EN.

Erasmus genel itibariyle üç safhadan oluşur: 
-Erasmus öncesi dönem
-Erasmus dönemi
-Erasmus sonrası dönem 
Ben bu seride öncelikle  Erasmus Dönemi hakkında bilgi vereceğim. 

Bu serinin temel konuları yukarıda bahsettiğim gibi  'Guimarães ve Guimarães’te Erasmus dönemi' olacaktır. 
Portekiz veya Erasmus hakkında her türlü sorularınızı mail yoluyla sorabilirsiniz. Her türlü yardımcı olmaya çalışırım.

 Gitmeden önce bana yardım eden değerli insanlara bir kez daha  teşekkür ederim. 

                                                                                                                          Barış YILDIRIM

Şu sıralar Türkiye


Tarih 7 Eylül 2019 cumartesi, 

Türkiye şu sıralar çok belirsiz. Sezilemeyen ve tahmini olmayan bir belirsizlik. Tarihi özellikle belirtmemin sebebi olacaklara ya da olanlara şaşırmıyor oluşumuz. Yarın büyük bir olay gerçekleşecek olsa en büyük olaya reaksiyon gösterme süremiz üç gün . Unutuyoruz, alışıyoruz, alıştırılıyoruz. Normal zamanda garip gelen şeyler bir süre sonra rutinimiz haline geliyor. Normalde canımızı yakan şeyler sanki her zaman bizden bir parçaymış gibi hayatımıza dahil oluyor.
Her zaman bir şeylerden şikayetçiyiz ancak çoğu zaman bir plan sahibi değiliz. Türkiye'de yaşayan insanların normal zamanda da çok bir planı olmaz ancak şu sıralar bir hiçlik hakim. Bekliyoruz bir şeylerin değişmesi için, daha iyi olmak için ya da daha fazla acı çekmemek için sadece bekliyoruz. Yıllar boyunca doğru zamanda, doğru yerde ve doğru insanlarla varlığımızı sürdürdük ve onları hala bekliyoruz. Bir şey yapmak için çoğu zaman kendisini değiştirmeyi düşünmeyen insanların çoğunluğudur, Türkiye. Konuşuruz, tartışırız ancak hiçbir zaman konuştuklarımızı gerçekleştirmek, tartıştıklarımızı haklı çıkartmak için kendimizden feda etmeyiz. Şikayet ederiz, yakınırız en önemlisi de yanlış yapmasak bile doğru bir şeyler  yapmayı da tercih etmeyiz. Çünkü doğru bir şey  yapmak fedakarlık gerektirir. Çoğu zaman konfor alanımızın dışına çıkmak bizi korkutur, bu da yenilikten uzak geleneğe yakın bir davranışa zorlar. Öylesine bir gelenek takıntımız vardır ki neredeyse tüm hayatımızı yönlendiren en önemli şeydir. Onunla doğar, onunla yaşar, onunla ölürüz. Bu süreç boyunca bazen  bize istediğimiz doğruları yapmamıza izin vermez, bizim yerimize kararlar verir, bizim için hayati öneme sahip şeylerde söz sahibi olur. Birey olmamızı engeller, kendi düşündüğümüz zerre pay sahibi olamazken başkalarının düşündükleri ile hayatımızı yönlendiririz. Saplantılı haller alır, kimi zaman kararlarımızı kendimiz alsak bile ona saygı duyulmaz, çünkü gelenekler çoğunluğun düşündüğüne göre şekil alır ve çoğunluğun dediği çok ama çok yanlış olsa bile sınırları olan ve o sınırlardan çıkmayı hiç düşünmeyen beyinler için doğrudur. Burada yanlış anlaşılmaması gereken şey  gelenek karşıtlığı değildir. Tamamen doğru bir şey neredeyse yoktur. Çok güzel ve yerinde olan geleneklerimiz olduğu gibi çok gereksiz ve yersiz olan geleneklerimizde vardır. Asıl önemli nokta o çizgiyi çizebilmek. Bu çizgiyi çizebilmek hiç kolay değildir. Çizgiyi çizmek çok fedakarlık gerektirir. Bir şeylerin farkına varmak için, bir şeylere yeni bir açıdan  bakmanız gerekir. Kimi zaman sizi çoğunluğun dışında hareket ettiğiniz için suçlarlar, canınız yanar ve bir anlığına gerçekten yanlış yaptığınıza sizde inanırsınız. Çünkü öyle yetiştirildik. Belli bir sınır belirlediler, sınırın altında kalmamanız için çok çaba sarf ederken sınırın ötesine geçmeniz için hiçbir şey yapmadılar. Normal ve ortalama biri olmanızı istediler. Elbette onlarında kendilerine göre sebepleri vardı. Yaşadıklarına paralel olarak yetiştirdiler, yıllar süren savaşlar, katliamlar, mezhep ayrılıkları, darbeler, tehditler ve dahası. Diğer ülkelerden farklıdır, Türkiye. Yılların getirdiği acı, keder ve kötü olaylar her eve farklı dağılmıştır. Günlük hayatta, birbirlerine güvensizlikleri ve sinirli bakışları aslında geçmişlerine sitemleridir. Kendine güvensiz, fikirlerini açıkça dile getirmekten çekinen, en önemlisi yetiştirildiği sınırlar içerisinde hapsedilen insanların sebepleridir.

Tüm bunların sonuçlarından birisi liyakatin eksikliğidir. Başa geçen niteliğe bakmaz. Çoğu zaman geçmişine, ırkına, mezhebine ve dinine bakar. Bir kez olsun insan olduğuna bakmaz. Nice parlak zekalar, mükemmel insanlar, Cumhuriyeti ileriye taşıyacak kişiler sindirilir. Gerçekten vatanına ve geleceğine hizmet edecek  birçok genç, makamlarını doldurmaktan başka işe yaramayan insanlar tarafından toplumdan uzaklaştırılır. Bu hayattaki tek şansı başa geçenin ideolojisine sahip olmak olan  niteliksiz insanlar bu ülkenin uğraşması gereken başlıca sorundur. Her yerde işini iyi yapan insanların olması, adalete, hakka ve emeğe saygınlık katıp, değerli hale getirecektir. Çalışmanın gerçekten işe yaradığını gören insanlar, devletine güvenecek, haksız yere geldiği yerde duramayan insanlar hak yemenin gereksiz olduğunu anlayacak ardından adalete inanan insanlar doğru ve yanlışın gücüyle bu zorlu coğrafyaya umut ile bakacaklardır. 

Türk milletini bu yazılanlar kadar kısa tarif etmek bana göre haksızlık olur bu yüzden okurken yazılanlardan ibaret olmadığını ,Türk milletinin kusursuz sayılamayacağını buna karşın dünyada eşi benzeri görülmeyen değerli kişilerin, hakka, adalete ve emeğe inanan milyonların ayrıca mükemmel gelenek, görenek ve bir örneği daha bulunmayan sıcak kanlı insanlara sahip olduğunu da unutmayın. Yaşananlar ne olursa olsun zorlu bir coğrafyada, bir çok zorluğa rağmen yaşamaya değer bir ülkedir, Türkiye.

Eleştiri yapmak için bir şeyler yapmanız, denemeniz, gerektiğinde yaptığınızın faydasız olduğunu görmeniz gerekir. Hiçbir şey yapmayıp yapanları eleştirmek ya da bir şey yapmaya çalışıp başarısız olanları yargılamak korkakların işidir. Herkes eğlenmek, gezmek gençliğini yaşamak ister ancak bunları her zaman yapabilecek olsanız zevk alamaz ve değerini bilemezsiniz. Bunları değerli kılan şey hayattaki zorluklardır. Yaşamı değerli kılan şeyin ölüm olduğu gibi. Son olarak Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ten yazdıklarımın özeti niteliğinde bazı cümleler hatırlatmak istiyorum.

"Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir."
"Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır."
"Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır."


Mustafa Kemal'i örnek almak yetmez, gerektiğinde Mustafa Kemal olmak, en önemlisi de buna inanmak gerekir.

                                                                                                                                   Barış YILDIRIM