Porto

Portekiz denilince akla gelen ve gezilmesi gereken ilk  iki yerden bir tanesi şüphesiz Porto'dur. 2001 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Başkenti ilan edilmiş olan şehir, tarihi, mimari, kültürel açıdan tüm beklentilerinizi karşılayacağına inandığım bir şehirdir.

Portekiz'in ikinci büyük şehri olmasına rağmen şehrin görülmesi gereken yerlerini yürüyerek dolaşmanız mümkündür. Tren garının çevresinde bulunan şehir haritalarından alıp gezinize başlayabilirsiniz. Ancak geziye başlayacağınız yeri doğru seçmeniz durumunda daha az yürür ve daha az yorulursunuz. Geziye başlama yerini en tepe olarak seçerseniz yalnızca bir kere yokuş çıkarsınız bundan dolayı daha çok yere enerjiniz kalır. :)

Guimarães, Braga, Aveiro'dan Porto'ya gitmek istiyorsanız şehirlerarası trenleri kullanabilirsiniz. (Guimarães'ten bu yolculuk yaklaşık 70 dakika sürmektedir. Ücreti ise Ocak 2019'da 3.30 Euro'ydu.) 

Porto Havaalanı'ndan merkeze gitmek için en uygun ulaşım aracı metrodur. (Ocak 2019'da 2 Euro'ydu.) Havaalanının alt katlarından metroya direkt ulaşabilirsiniz. Ayrıca Porto'da kalacak hiçbir yeriniz yoksa bu Havaalanında kalabilirsiniz. Çok önemli bir detay gibi görünmese de bir kişiye bile yardım etse görevini yerine getirmiş olacaktır. :)

Porto'da Gezilmesi Gereken Yerler

I. Luís Köprüsü

Porto'ya gelip bu köprüyle karşılaşmamanız neredeyse olanaksızdır. Gördüğünüzde ismini ve hakkında bir iki şey bilmek belki daha iyi hissettirebilir.

Bu köprü Eyfel Kulesi'nin ünlü mimarı Paris Gustave Eiffel tarafından tasarlanmış olup mühendislik harikasıdır ve  Kafes Sisteminin en iyi örneklerindendir. Alt tarafından araç ve yayalar geçerken, üst tarafı araç trafiğine kapalıdır. Üst tarafından tramvaylar ve yayalar geçebilmektedir. 

Porto'yu görmek için ve mükemmel fotoğraflar çekebilmek için kesinlikle üst tarafında bulunmanızı tavsiye ederim. 

I. Luís Köprüsü

Porto Katedrali

Merkezden köprüye giderken hemen sağda bulunan yaklaşık bin yıllık bu eski katedral dışarıdan çok bir şey vaat etmese de içerisi gerçekten büyüleyici bir atmosfere sahip. İnternette biraz araştırdığımda ziyarete kapalı olduğunu iddia edenlere de rastladım, ziyaret saatleri ve ücretlerini söyleyenlere de rastladım. Halbuki biz elimizi, kolumuzu sallayarak girmiştik içeriye ve kimse bize bir şey sormamıştı. İbadet saatlerine de denk gelmiş olabiliriz şu an pek hatırlayamıyorum. Sanatı, tarihi ve mimariyi sevenlerin mutlaka görmesini tavsiye ederim. 

Porto Katedrali'nin İçi

Porto Katedrali'nin Dışı

Livraria Lello

Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling, Porto’da yaşadığı dönemde bu kitapçıdan (özellikle merdiven ve kütüphane kısmından) ve Portolu öğrencilerin pelerinli okul üniformalarından esinlenerek Harry Potter’ı yazmıştır. 

Minho Üniversitesi'nde pelerinli okul üniformalarını yalnızca mezun olmaya çok yakın kişiler giyiyordu. Üniversitede ast-üst ilişkisi öğrenciler tarafından çok ciddiye alınıyor. Bu üniformalı öğrenciler kendilerinden alt öğrencilere çeşitli marşlar söyletiyor, oyunlar oynatıyor hatta şınav bile çektirtiyorlardı. Üniversitenin içerisinde ve çevresinde sürekli bir yerlerden bir topluluğun bağırdığını duymak mümkündü. :) 

Harry Potter okumayı ya da izlemeyi seviyorsanız bu kitapçıya kesinlikle gitmelisiniz. Kitapçıya giriş ücreti 2018 Ekim ayında 5 Euro'ydu. Harry Potter'a ilgim olmamasına rağmen kitapçının ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. 





Porto'da gidilmesi ve görülmesi gereken çok fazla yer var. Bu yazdığım yerler benim perspektifimden olan çok küçük bir kısımdı. Mutlaka gidilmesini tavsiye ettiğim son yer köprünün alt tarafıdır. Özellikle Gün batımına doğru mükemmel bir atmosferle karşılaşmanız oldukça mümkündür. 



Son olarak Porto'da bulunuyorsanız ve futbol meraklısı bir kişilikseniz sizleri de unutmadım. :) Olur ya yolunuz düşer ve yakın tarihte temsilcilerimizden birinin maçına denk gelirsiniz. Dragão Stadyumu'nun atmosferini mutlaka ama mutlaka yaşamanızı isterim. Erasmus'a gitmeden önce Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Kura'sında bir Portekiz takımı çekmesini çok istemiştim ve şansıma Porto'yu çekmişlerdi. O gün hissettiğim duyguyu stada gitmekle taçlandırmış olmak hayatımın en unutulmaz süreçlerinden bir tanesi olarak kalacaktır. 

Güvenlik sebebiyle tüm Galatasaray Taraftarlarını deplasman tribününe aktarmaları ise şahane olmuştu. 90 dakika boyunca bir dakika sustuğumuzu hatırlamıyorum. Ülkemden bu kadar uzaktayken, tuttuğum takımı desteklemek gerçekten mükemmel bir duyguydu. 

Portekiz insanının futbola ne kadar düşkün olduğunu Portekiz'e gitmeden illa bir yerlerde duyarsınız. Maçtan önce şehirde bulunan Galatasaray taraftarlarına en ufak bir saygısızlıklarına şahit olmadım. Stadyum çevresinde de durum farksızdı. Galiba kendini bir şeye yakın görüp destekleme eylemi saygı ile birleşince gerçekten keyifli olabiliyor. 


Böyle bir maça gitmeyi düşünenler bilet konusunu dert etmeden stada gidebilirler. Biletleri stadyumdan (Porto FC Müzesi) temin edebilirsiniz. Tabii, Porto Taraftarları karaborsa ile maç biletlerini çok daha ucuza satabiliyor ancak yüksek ihtimal maçı Porto taraftarları ile birlikte izlersiniz. (Kale arkası hariç dilediğiniz yerde rahatça maç izleyebilirsiniz. Kale arkası taraftarlar maratona göre daha fanatik olabilirler. ) Ancak yukarıda da belirttiğim gibi şampiyonlar ligi maçlarında güvenlik sebebiyle tüm taraftarları deplasman tribününe aktarmaları çok olası bir durum. 




Biletleri temin edeceğiniz yer fotoğrafta yıldızın olduğu yerde bulunan müzedir.

Çok düşük bir ihtimal ancak böyle bir maça gitmeyi düşünenler barisyldrm06@gmail.com adresinden bana ulaşıp daha detaylı bilgi alabilirler. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder